Fransız Basınından - 6 Mayıs 2009

Sarkozy’den Türkiye Karşıtı Kampanya

Yayın tarihi 06/05/2009 Son güncelleme 06/05/2009 13:18 TSİ

Sarkozy dün Ecole Polytechnique'de fırsat eşitliği planını açıkladı.
(Foto: Reuters)

Bugünkü gazete manşetleri: Le Figaro, “Sarkozy’nin yeni Avrupa iddiası: Rusya ve Türkiye ile ayrıcalıklı ortaklık”, “İnternet korsanlığı: Sanatçılar Sosyalist Parti’ye kızgın”; Le Monde, “Almanya, krizden çıkmak için Fransa’dan daha iyi durumda”, “Renault 1 milyar Euroluk hissesini satabilir”, Libération, “Sanatçılar ve Hadopi Yasası: Nifak”; L’Humanité: “Sarkozy-2007-2009: Yalnızca zenginlere veren adam” ; La Croix: “Diplomalar hala işssizliğe karşı etkili silah”; Le Parisien, “Elysée’de 2 yıl: Fransızlar ve Sarkozy”

Sarkozy’den seçim öncesi Türkiye karşıtı sözler

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Avrupa Parlamentosu seçimlerine bir ay kala, Nimes kentinde meydanlara indi ve seçim kampanyasını başlatan konuşmasını yaptı. Gece geç saatlerde yapılmasına rağmen Le Figaro’nun manşetten duyurduğu konuşmada, Cumhurbaşkanı olarak AB’nin geleceğine ilişkin projelerini aktaran gazete, Sarkozy'nin, projelerde birinci sırayı Türkiye’ye tam üyelik değil ‘ayrıcalıklı ortaklık’ verilmesi önerisine ayırdığını yazdı. “Sarkozy’nin yeni Avrupa iddiası” manşetiyle konuyu işleyen Le Figaro, Sarkozy’nin hedeflerini üç başlık altında toplamış: Türkiye ve Rusya ile ayrıcalıklı ortaklık, Avrupa Gaz Alım Merkezi’nin kurulması ve Carbon vergisi ile Banka Denetleme Kurumu...

Sarkozy’nin Avrupa projesinin başarılı olması için sıraladığı şartlara yer veren gazete, Cumhurbaşkanı’nın birinci şart olarak Avrupa’nın sınırlarının belirlenmesi gerektiğinin, bu çerçevede Türkiye’ye artık yalan söylemekten vazgeçip, tam üyelik yerine ekonomi ve güvenlik alanlarında ortaklık önerilmesini istediğinin altını çizdi. Sarkozy, ilk kez aynı önerinin Rusya’ya da götürülebileceğini söyledi.

Sarkozy’nin Türkiye ile ilgili sözleri:

AB-Türkiye-Fransa
(Montaj: RFI)

"AB sınırsız genişlemeye son vermesi, bir an evvel sınırlarını belirlemesi gerekmektedir. Türkiye gibi, Avrupa ile ortak kaderi paylaşan ülkeler var. Bu ülkeler Avrupa ile ayrıcalıklı bir ilişki inşa edebilirler. Avrupa ile ortaklıklarını mümkün olduğu kadar genişletebilirler. Ancak Avrupa Birliği’nin üyesi olamazlar. Avrupa’nın sınırları olmalıdır. Avrupa Birliği, Türkiye ile bugünden başlayarak ekonomi ve güvenlik alanlarında birlikte hareket edeceği ayrıcalıklı bir ortaklık görüşünde birleşmelidir. Fransa, Türkiye ile yüzyıllardır dostluk ilişkisi sürdürüyor. Bu dostluğa dayanarak Türkiye’ye gerçekleri söylemek istiyorum. Dostlarına yalan söylemek, asla tutmayacağı sözler vermek saygın bir davranış olmadığı gibi benim de tarzım değil. Türkiye ile şimdiden ekonomik ve güvenlik alanlarında işbirliğine gidecek yeni bir ilişki biçiminin kurulmasının daha doğru olduğuna inanıyorum. Rusya’ya da benzer bir ortaklık önerisinde bulunulabilir. Avrupa’nın içine kapanan bir kale olmasını istemiyorum. Bu, Avrupa’nın da doğasına aykırı, ancak genişlemenin de sınırlandırılması gerekmektedir”

Libération gazetesi ise “Sarkozy kendi Avrupasını tanıttı” başlığıyla verdiği haberde, Sarkozy’nin Nimes konuşmasına kritik yaklaşmış. Sarkozy’nin, “Özür dilemeyeceğimiz hristiyanlığımız, rehabilite edilen çalışma yaşamımız ve Türkiye’nin AB üyeliğine “hayır” diyen sözlerine dikkat çeken gazete, Sarkozy’nin seçim kampanyası için 2005 yılında yapılan referandumda, AB Anayasası’na yüzde 64 oranın da “hayır” oyu veren Nimes kentini seçtiğine de dikkat çekiyor.

Mardin katliamı ve Türkiye

Katliamda yakınlarını yitirenler şokta
(Foto: Reuters)

Le Figaro Gazetesi Mardin’de yaşanan akıl almaz katliamı “Anadolu’da Düğün sırasında kan davası: 44 ölü” başlığıyla aktarmış. Mardin’de bir düğünün kan davası nedeniyle kana bulandığını aktaran gazete, ölüler arasında 17 kadın ve 6 çocuk olduğunu belirttiği haberinde yanyana kazılan mezarlık fotoğrafı eşliğinde vermiş. Libération ise, “Düğünü kana bulayan kan davası” başlığıyla duyurduğu haberde 3’ü hamile 17 kadının ve 6 çocuğun da öldürüldüğüne dikkat çekilmiş. Ragıp Duran imzalı haberde, kan davası kaynaklı katliamın, ülkede köy koruculuğu sistemi tartışmasını da yeniden başlattının altı çiziliyor. Katliamın yaşandığı köyün korucu kömyü olduğu ve PKK ile mücadele için, niteliklerine bakılmaksızın 58 bin köy korucusunun devet tarafından silahlandırıldığı kaydedilen haberde DTP’li milletvekili Hasip Kaplan’ın “Bu geleneklerden kaynaklı bir katliam değildir, sistem tarafından kışkırtıln bir katliamdır” sözleri aktarılmış. 

Hadopi Yasası: Sanatçılar PS’ye kızgın

Sanat eserlerini internetten yasa dışı indirenlere ağır cezalar getiren Hadopi Yasası’nın sanatçıları ikiye böldüğü haberi Fransız medyasının önemli başlıkları arasında yer aldı. Konuyu manşetten duyuran Libération, bu güne kadar Sosyalist Parti’yi destekleyen Pierre Arditti ve Michel Piccoli gibi Fransa’nın popüler sanatçılarının, Hadopi Yasası’nı engelleyen PS’e karşı bir imza kampanyası başlatması, medyada da tartışmaları tetikledi. Bir grup sanatçı PS gibi insanlara ağır cezalar verilmesine karşı çıkıyor ve sanatçılara başka türlü destek verilmesini savunuyor ve bu yasanın özgürlüklere karşı olduğunu savunuyor. Arditti’nin başını çektiği bir başka grup ise, PS’in sanata ve sanatçıya ihabet ettiğini söylüyor. Arditti “Yasa, sanatçı haklarını savunan sağlam bir metin” derken, Sosyalist Patrick Bloche, “Yasa sadece güçlüleri koruyor. Sanatçıları değil” diyor. Sosyalist yönetici Benoit Hamon da, yasayla internet kullanıcılarının izlenmesinin öngörüldüğüne ve böyle bir düzenlemenin izleme ve dinlemeyi genelleştirebileceği tehlikesine dikkat çekiyor.

Le Figaro, “PS sanatçıları öfkelendirdi” başlığıyla duyurduğu haberde, Hadopi Yasası’nın Meclis’teki görüşmelerinde bloke ettiği için Sosyalist Part’ye öfkeli olduğunu yazıyor. Yasayı ağır bulan ve insanları beğendikleri eserleri internetten indirdikleri için hapis cezası verilmesi yerine, internet abonelerinden katkı payı istenmesi gibi daha demokratik yöntemler öneren ana muhalafet Sosyalist Parti, yasanın görüşülmesini maddeler üzerinde verdiği önergelerle bloke ediyor. PS’in tavrı nedeniyle bugün görüşülmesi geren yasa, 12 Mayıs’a ertelenmiş.

Almanya krize karşı Fransa'dan daha iyi durumda

Merkel-Sarkozy krize karşı ortak hareket ediyor
(Foto: Reuters)

Le Monde gazetesi diğer gazetelerden farklı bir manşet hazırlayarak, Almanya'nın kriz sonrası için Fransa'dan daha iyi hazırlandığını duyuruyor. Paris'in bütçe açığı nedeniyle kriz karşısında Almanya'nın gerisinde kaldığını ve kriz sonrası Almanya'nın Avrupa'nın tek şövalyesi olması endişesi taşıdığı belirtilen haberde, ancak güçlü bir Alman ekonomisini yakalamak için de şimdilik bir strateji oluşturulamadığı belirtiliyor. Haberde ayrıca, Fransa'nın Avrupa'dan sorumlu Bakanı Bruno LeMaire'in, 15 Mayıs'ta Nuremberg'te iki ülkenin AB içindeki ortaklığının önemine ilişkin bir konuşma yapacağı beliritliyor ve Bakanın "Almanya ile böyle bir yarışa gidip bütçe açığımızı azaltmak adına rekabet gücümüzü azaltmamlıyız ve Almanya ile el ele çalışmalıyız" sözlerine yer veriliyor. 

 Paris'ten İsrail'e Filistin baskısı

İsrail Dışişleri Bakanı Lieberman Avrupa turunda
(Foto: AFP)

Le Figaro, İsrail’in, Filistin devletini reddeden aşırı sağcı Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman’ın Paris ziyaretine geniş yer vermiş. “Paris, İsrail’den Filistin Devleti’ni tanımasını istiyor” başlığı ile haberi aktaran gazete, “şahin” lakaplı Lieberman’ın Filistin devletine karşı çıktığını ancak Fransız meslektaşı Bernard Kouchner’in Paris’in, Filistin devletinin tanınmasından yana olduğunu aktarıyor. Kouchner’in “2009 barış yılı olmalı, bu İsrail’in güvenliği ve çıkarları için de şart” sözlerine yer veriyor. Libération ise Paris’in İsrail’ yeniden barış sürecini başlatmaları konusunda baskıda bulunduğunu duyuruyor ve Lieberman’ın ziyaretini “Görüntüyü kurtarmak için ortak basın toplantısı yapılmadı” detayına dikkat çekiyor.

Le Figaro, dünya haberleri arasında, Tiflis’in Moskova’yı “rejim karşıtı komplo hazırlamakla suçladığı” iddiasını da okuyucularına duyuruyor.

Kültür: "Onu Seviyordum"

Başrol oyuncusu Daniel Auteuil (sağda)
DR

Le Monde, Fransa'da gösterime giren yazar Anna Gavalda'nın "Le Dilettante / Acemi" adlı kitabından sinemaya uyarlanan "Je l'Aimais/ Onu Seviyordum" filmini kültür sayfalarının manşetine taşımış. Daha önce de "Ensemble, C'est Tout/ Bir Aradayız, Hepsi Bu" kitabının ardından Gavalda'nın sinemaya uyarlanan ikinci kitabı. Fransa'nın ünlü karakter oyuncusu Daniel Auteuil ile Florence Loiret Caille'in başrolünü oynadığı filmde, eşinden ayrılmak isteyen 30 yaşındaki Chloé'nin, iki çocuğunu alıp kayınpederinin evine gelmesiyle başlayan bir hikayeyi konu alıyor. Filmi Zabou Breitman yönetmiş.

Arzu Çakır MORİN