Rechercher

/ languages

Choisir langue
 

Fransız Basınından - 22 Aralık 2009 Salı

Eurostar, TGV, RER! Neler Oluyor?

Yayın tarihi 22/12/2009 Son güncelleme 22/12/2009 17:02 TSİ

Bugünkü Fransız yaygın basınının tam manşetleri şöyle: France Soir “Ziyan Edilmiş Noel - RER’de Grev, Eurostar Felç Oldu, Trenler Raydan Çıkıyor... STOP !”; Le Parisien “Ulaştırma – Büyük Çıfıt Çarşısı”; Libération “Eurostar, TGV, RER... (Kürek İşkencesinin) Çilenin Nedenleri”; La Tribune “Eurostar: Büyük Kargaşa Hakkında Bazı Sorular”; Le Monde “High-Tech Şampiyonları Çin’den Yükseliyor” ve “BM Gine’de İnsanlığa Karşı Cinayet İşlendiğini Açıklıyor” ; La Croix “Tibhirine Keşişleri Katliamında Gerçek Gün Işığına Çıkıyor”; L’Humanité “Postanın Kamuya İhtiyacı Var”; Les Echos “Sosyal Sigorta: Yolsuzluklara Karşı Süper Fişleme”; Le Figaro “Tüketim – Büyük Noel Koşuşturması” ve “2009’da Sinema: Sinema Salonlarına 25 Yıldan Beri Görülmemiş Akın”

Eurostar takılınca Paris'in Kuzey Garı ana-baba günü döndü. (Daniel Finnan)

Eurostar takılınca Paris'in Kuzey Garı ana-baba günü döndü.
(Daniel Finnan)

 

Eurostar, TGV, RER ! Neler Oluyor ?

Noel bayramı, yılbaşı gibi yoğun günlerin yaşandığı yıl sonu tatilleri hazırlıkları ısının olağanüstü düşüşü ve kar yağışlarının artışıyla Fransızlara kendiliğinden zor ama keyifli günler yaşatıyordu. Fakat özellikle Paris ve çevresini ilgilendiren toplu taşımacılık ağının RER şebekesinde başlayan ve halen süren grevler; ulaşımı iyice giriftleştiren bir kaza; Londra-Paris bağlantısını sağlayan özel “TGV - Çok Hızlı Tren” hattı Eurostar’ın Manş Tüneli’nde soğuğa bağlı olarak teknik nedenlerle günlerdir bloke olması; Fransa’nın zengin Akdeniz kıyıları PACA bölgesinde iki saatliğine de olsa elektrik kesilmesi gibi rahatsızlıklar asgari konfora alışmış toplumun huzurunu bozdu. Her köşeden “Ne oluyor ? Neler bitiyor ?” diye homurtular yükselmeye başladı. Bazı gazetelerin deyişiyle “Süper Makinist” veya “Hiper İstasyon ŞefiSarkozy duruma el koymak, müdahale etmek zorunda kaldı.

İki popüler gazete France SoirZiyan Edilmiş Noel - RER’de Grev, Eurostar Felç Oldu, Trenler Raydan Çıkıyor... STOP !” ve Le ParisienUlaştırma – Büyük Çıfıt Çarşısı” başlıklarıyla tüketicilerin, yolcuların, sıradan vatandaşların en doğal duygu, düşünce ve tepkilerine tercüman, kürsü olmuşlar. Gerçekten de binlerce, hatta onbinlerce insanın soğuklarda havaalanlarında, garlarda, yollarda sıkışıp kalması; tatillerine, ailelerine diledikleri, öngördükleri zamanlarda ulaşamamaları çok tatsız, isyan ettirici durumlar doğuruyormuş. France Soir’ın deyişiyle Cumhurbaşkanı Nicolas SarkozyHooop !” düdüğü çalmağa karar vermiş. Le Figaro’nun ifadesiyle Sarkozy bu durumun sorumlularına “Hizaya gelin !” ikazında bile bulunmuş. Her durumda Le Parisien’e göre demiryollarındaki kargaşanın önümüzdeki hafta sonundan önce düzene girmesi biraz zor gözüküyormuş.

40 bin kişiyi ilgilendiren Eurostar seferleri 3 gündür aksamış durumda.(Reuters)

40 bin kişiyi ilgilendiren Eurostar seferleri 3 gündür aksamış durumda.
(Reuters)

Konuyu manşet seçen diğer iki gazete, ekonomi günlüğü La Tribune ile Libération’un bakış açılarıysa biraz daha farklıymış. Libération’un “Eurostar, TGV, RER... (Kürek İşkencesinin) Çilenin Nedenleri”, La Tribune’nün ise  “Eurostar: Büyük Kargaşa Hakkında Bazı Sorular” başlıklarıyla özetlemeğe çalıştıkları gelişmeleri daha soğukkanlı ve analitik, inceleyen ve sorgulayan bir yaklaşımla ele almışlar. La Tribune TGV gibi bir teknoloji harikasının yüksek ısı farkı nedeniyle Manş tüneline girdiğinde durmasının neredeyse bir muamma olduğunu vurgularken, uzmanların arızaya harıl harıl bilimsel bir cevap aradıklarını kaydetmiş. Gazete ayrıca işletme sorumlularının yolcuların bilgilendirilmesi ve tazmin edilmesi sorularını da iyi düşünmeleri gerektiğini hatırlatmış.

Libération ise kendine has mizahıyla özellikle demiryollarında yaşanan ve tüketciler, yolcular açısından “Kürek İşkencesi”ni andıran koşulların, olayların niçin bu kış yaşandığını açıklamaya çalışmış. “Demiryolu taşımacılığında Ak Noel, Kara Dizi” başlıklı bir inceleme yazısında, elbetteki olağanüstü hava koşullarının etkili olduğunu, ancak SNCF yani Devlet Demiryolları İşletmeleri’nin de bir çok açıdan sorumluluk taşıdığı belirtilmiş. Özellikle de kamuoyunun bilgilendirilmesi konusunda yapılan hataların ayıbı, zararı büyüttüğüne dikkat çekilmiş. Eurostar ile Manş tüneli işletmecisi Eurotunnel arasındaki anlaşmazlığın çekilen ıstırapları katmerlendirildiği duyurulmuş. Örneğin Manş tünelinde 17 saat bloke kalan müzisyen Murray Head Libération’da yayınlanan söyleşisinde, Eurostar yöneticilerinin yolcularını hiç umursamadıklarını anlatmış.

Fillon’un Çin Ziyaretinden Cezayirli Tibhirine Keşişleri Katliamına

Başbakan François Fillon Çin Devlet Başkanı Hu Jintao ile el sıkışıyor (22 Aralık 2009 - Pekin)(Reuters)

Başbakan François Fillon Çin Devlet Başkanı Hu Jintao ile el sıkışıyor (22 Aralık 2009 - Pekin)
(Reuters)

Başbakan François Fillon Fransa’da son günlerde yaşanan patırtılardan çok uzaklarda, Çin’de kontrat koparmağa, dünyanın 2. ekonomi devi, vazgeçilmez ortak, “partöner” bu ülkeyle bozulan ilişkileri düzeltmeğe çalışıyormuş. Le Monde’un “High-Tech Şampiyonları Çin’den Yükseliyor” ana manşete taşıdığı habere göre Çin artık yalnızca Fransa ve Almanya’nın toplamı kadar dünya çapında büyük endüstriyel ve mali gruplara sahip bir ülke, ekonomi değilmiş. Çin aynı zamanda ileri teknolojiler üreten ve bu konuda başa güreşen bir ülke haline gelmiş. Fillon bu arada Pekin ile çok önemli bir sivil hava taşımacılığı, uçak üretecek bir teknolojik işbirliği kontratı imzalamış. Yakında Airbus ve Boeing’e rakip bir Çin firması doğacakmış. 

Yine Le Monde’un üstyan manşetten verdiği “BM Gine’de İnsanlığa Karşı Cinayet İşlendiğini Açıklıyor” haberi diğer gazetelerde de yer almış. Geçtiğimiz 28 Eylül tarihinde bir stadyumda barışçıl bir amaçla toplanan binlerce kişinin üzerine otomatik silahlarla rastgele ateş açıp yüzlerce kişinin ölümüyle yetinmeyen askerler ve milisler daha sonra orak ve bıçaklarla yüzlerce kişiyi daha göz göre göre katletmişler. Ülkenin başkenti Konakri’de kaçırılan kadınlar askerler tarafından tecavüze uğrayıp öldürüldükleri gibi, kamplar ve garnizonlarda seks kölesi olarak da kullanılmışlar. Bir BM Komisyonu 19 Aralık’ta örgütün merkezine sunduğu raporda Gine devleti ve yöneticileri hakkında “İnsanlığa Karşı Cinayet”ten sorgu açılmasını ve yargılanmalarını istiyormuş. 

Tibhirine keşişlerin öldürülmesinden senelerce sonra Cezayir diosesinin başına getirilen Henri Teissier görülüyor (10 Mayıs 2006 - CAPE Paris).(Monique Mas/RFI)

Tibhirine keşişlerin öldürülmesinden senelerce sonra Cezayir diosesinin başına getirilen Henri Teissier görülüyor (10 Mayıs 2006 - CAPE Paris).
(Monique Mas/RFI)

La Croix ise 1996 yılında terörist İslamcılar tarafından kaçırılarak katledildikleri ileri sürülen, Cezayir’in Tibhirine kasabası manastırında görevli keşiş papazlarının davasında yeni bulguların kanıtlanmakta olduğunu kapak konusu yapmış: “Tibhirine Keşişleri Katliamında Gerçek Gün Işığına Çıkıyor.”  Fransız makamlarının da hiç bir zaman inanmadığı resmi iddialar neredeyse tamamen çürütülmüş. 26-27 Mart tarihlerinde manastırlarından kaçırılan 7 Atlas Trapist Keşiş papazı 30 Mayıs tarihinde boğazları kesilmiş olarak bulunmuşlardı. Şu anda soruşturmayı sürdüren yargıçlardan sızan bilgilere bakılırsa, olay tamamen dönemin Cezayirli yöneticileri tarafından planlamış düzmece bir katliam olarak ortaya çıkıyor.

Sosyal Sigortalardan Noel ve Rekor Kıran Sinema Seyircilerine

Fransız sosyal güvenlik sisteminde hileler, daha doğrusu sistemin suistimal edilmesi, dolandırılmasına o kadar sıkça rastlanmaya başlanmış ki, yetkili makamlar olağan dışı önlemler almağa kara vermişler. Ekonomi gazetesi Les EchosSosyal Sigorta: Yolsuzluklara Karşı Süper Fişleme” manşetiyle bir dosya hazırlamış. Hükümet çok gelişkin ve “akıllı” bir bilgisayar sistemi, programlamasıyla ileri bir takım hile ve dolaplara karşı önlem almaya başlamış. Çok sayıda veri tabanı geliştirilip, aralarında işbirliği düzeneği hazırlanacakmış. CGT sendikası sistemi, “İnsanların çok fazla mahremine girmek”le eleştirmiş.  

Hükümetin, Fransızların yıl sonu telaşında istifade, kamuoyu ve mecliste hiç tartışmaya fırsat vermeden geçirdiği bir tasarıyı L’Humanité kapağından protesto ediyor: “Postanın Kamuya İhtiyacı Var.” Posta idaresinin özelleştirilmesi yolunda atılan bu adımlar Fransızlara çok pahalıya mal olacakmış.

Le Figaro bugün iki başlıkla tamamen Fransa’ya eğilmiş. “Tüketim – Büyük Noel Koşuşturması” ve “2009’da Sinema: Sinema Salonlarına 25 Yıldan Beri Görülmemiş Akın.” Bu yıl, yıl sonu alış verişlerinin çok düşük olmasından korkan esnaf ve ticaret sahipleri son dakikalardaki hareketlenmeden çok memnunlarmış. Zira bugünlerde Fransızlarda büyük bir “son an” seferberliği başlamış. Veriler en azından geçen yılki rakamların tutturulacağını gösteriyormuş.

"Le petit Nicolas / Küçük Nicolas" filminin afişi.(AlloCiné)

"Le petit Nicolas / Küçük Nicolas" filminin afişi.
(AlloCiné)

Bir başka olumlu belirti sinema salonlarından gelmiş. Dünyanın en çok "sinemada film tüketen" halkları arasında genellikle 1. veya 2. sırayı alan Fransızlar bu sene 27 yıllık rekorlarını kırmaya hazırlanıyorlarmış. Sinema seyircisi 200 milyona vurmak üzereymiş. Aynı rakama son olarak 1982 yılında ulaşılmışmış. Bu sene en yüksek gişe hasılatını yapan film bir Amerikan yapımı animasyon filmi 7.810.009 girişle “L’Age de Glace / Buzul Çağı” olmuş. En çok seyirci çeken Fransız filmi de nispeten yeni başlamış olmasına rağmen 5.352.426 izleyiciyle “Le petit Nicolas / Küçük Nicolas”mış. İlk on sıradaki filmden ancak 3'ü Fransız yapımıyken, 7 ticari açıdan en başarılı film Amerikan yapımları olmuş. Bunların 3 tanesi de çizgi ve animasyon filmleriymiş.

"Konstantinopol'den Paris'e Camondo'ların Görkemi"

Fransa'da sürmekte olan "Türkiye Mevsimi" çerçevesinde geçtiğimiz 6 Kasım'da Yahudilik Tarihi ve Sanatı Müzesi'nde (MAHJ) açılan "Konstantinopol'den Paris'e Camondo'ların Görkemi (1806-1945)" başlıklı sergi 7 Mart 2010'a kadar gezilebilir. Bugünkü Le Monde'da yer alan, Jacques-Marie Vaslin imzalı "Bab-ı Ali'nin Bankacıları, Camondo'lar" makalesinde bu büyük Yahudi banker ailesinin özellikle 19. yüzyılda oynadığı role değinilmiş. 1869'da Paris'e yerleşen ailenin Türkiye ile sürdürdükleri bağ anlatılıp, serginin önemi ve zenginliğinin altı çizilmiş. Sergiye ilişkin daha ayrıntılı bilgi http://www.mahj.org/ veya http://www.saisondelaturquie.fr/ adreslerinde bulunabilir.  

"La Splendeur des Camondo / Camondo'ların Görkemi" sergisi afişi.(www.mahj.org)

"La Splendeur des Camondo / Camondo'ların Görkemi" sergisi afişi.
(www.mahj.org)

                        

                                  Uğur Hüküm