Yayın tarihi 23/12/2009 Son güncelleme 23/12/2009 13:48 TSİ
Bugünkü Fransız yaygın basınının tam manşetleri şöyle: Libération “Sinema Karşı Hücumda”; Le Monde “Gezegen(imiz)i Kurtarmak İçin Daha Az Et mi Yemeliyiz ?” ve “Eurostar Seferleri Yeniden Başladı Ama Polemik Sürüyor”; Le Figaro “Veolia SNCF’e (Devlet Demiryolları) Karşı TGV (Çok Hızlı Tren) Kullanacak”; La Croix “Demokratik Kongo Cumhuriyet’nin Doğusu Milislerin Yasası Altında” ve L’Humanité “Honduras: Susunuz, Katlediyoruz !”
Fransa'da bütün zamanların en çok seyirci toplayan filmi "Bienvenue chez les Ch'tis"nin afişi.
(AlloCiné)
RFI Türkçe İnternet servisi, radyo üstyönetiminin aldığı bir kararla 25 Ekim 2007 tarihinden beri verdiği sınırlı hizmeti durduruyor. 31 Aralık 2009 Perşembe günü tümüyle sona erecek sitemizin son günlerinde yalnızca basın başlık özetleri sunulacaktır.
RFI Türkçe internet izleyicilerimize 2010 yılı ve gelecekte başarılı, sağlıklı ve mutlu günler dileriz.
RFI Türkçe Servisi
Fransa’da Sinema Karşı Hücumda
Fransız sinema salonları yeryüzünde pek benzeri olmayan bir rekora hazırlanıyor. 5500 salonun 65 milyon nüfuslu Fransa’da 2009 yılını yaklaşık 200 milyon seyirciyi ağırlayarak bitireceği tahmin ediliyor. Bu sabahın Libération gazetesinin “Sinema Karşı Hücumda” manşetli 3 sayfalık dosyasında video, internet, yeni sinema kanallarının varlığına rağmen Fransızların 21. yüzyıldaki beyaz perde aşkının iyice kabardığı anlatılıyor. 7,81 milyon kesili biletle Amerikan yapımı, canlandırma filmi “L’Age de glace / Buzul Çağı III” en büyük hasılatı yaparken, Fransız yapımı, karikatürist ve çizer Sempé’nin ünlü çocuk kahramanı “Le Petit Nicolas / Küçük Nicolas” 5,35 milyon seyirciyle 3. sırada yer almış. 2. sıra ise yine bir ABD filmindeymiş, “Twilight”. 2008 yılına oranla tek küçük olumsuz gözlem, o tarihte Fransız yapımları piyasanın yüzde 45,9’unu elinde tutarken, bu oran 2009’da 43,8’e düşmüş. 2008’de yüzde 36,8’e kadar gerileyen Amerikan yapımlarıysa bu sene yüzde 47,6’ya yükselmişler.
Eurostar’dan Veolia’ya Demiryolları
Bugün tarihli Le Monde’un ikinci başlığı, “Eurostar Seferleri Yeniden Başladı Ama Polemik Sürüyor” olmuş. Paris-Londra arasında çalışan Çok Hızlı Tren (TGV) Eurostar seferlerinin, Manş Tüneli’ne girerken meydana gelen ısı farkının doğurduğu teknik nedenlerle 4 gün felce uğramasının ardından, dün normalleşme başlamış. Ancak teknik aksaklık kadar, işletmecilik ve halkla ilişkiler sorunları yetkili ve ilgili mercilerde yoğun bir tartışma başlatmış. Yaşananların sorumlularının bulunup, hesabının verilmesi isteniyormuş.
Bu sabah demiryolu taşımacılığına manşetten değinen bir gazete de Le Figaro olmuş: “Veolia SNCF’e Karşı TGV Kullanacak”. Fransız kamusunun tekelinde olan SNCF, Devlet Demiryolları İşletmeciliği özelleştirmeye açılma sürecinde yakın gelecekte Veolia şirketinin rekabetiyle karşı karşıya gelecekmiş. İtalyan Trenitalia şirketiyle anlaşan Veolia 2012’den itibaren Paris-Lyon, Paris-Lille-Londra ve Paris-Strasbourg hatlarında özel TGV trenleri kullanmaya karar vermiş.
Kongo’dan Honduras Katliam
La Croix “Demokratik Kongo Cumhuriyet’nin Doğusu Milislerin Yasası Altında” başlığıyla aktardığı büyük röportajında Kara Afrika’nın çileli ülkelerinden Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin Kuzey Kivu bölgesinde tüm denetim ve yetkinin isyancı milislerin elinde olduğunu ve bu “savaş ağaları”nın hem düzenli ordu, hem de BM Mavi Miğferli sözümona barış gücü rolü oynadıklarını yazmış. Bölge halkı baskılar nedeniyle sürekli kaçmak ve göç etmek zorundaymış.
“Honduras: Susunuz, Katlediyoruz !” manşetini atan L’Humanité ise bir başka insani felaketin yaşandığı bölgeye, Orta Amerika’nın yoksul ülkesi Honduras’ta olup bitenlere eğilmiş. 28 Haziran’da yapılan askeri darbeden sonra 42 siyasi cinayet işlenmiş, resmen 120 kişi kaybolmuş ve yaklaşık 4000 kişi de tamamen keyfi biçimde hapishanelerde tutukluyormuş. ABD ve uyduları hariç hiç bir ülke Honduras’taki yeni rejimi tanımıyormuş.
Yeni Filmler
Her Çarşamba olduğu gibi gündelik gazeteler bugün gösterime giren yeni filmleri tanıtan ekler ve sayfalarla yayınlanmışlar. Eleştiri yazıları özellikle üç esere öncelik tanımış. İranlı yönetmen Bahman Ghobadi’nin resmi makamlardan izin almayarak çektiği, Rock düşkünü gençlerin yasa dışı serüvenlerini anlatan “Les Chats Persans / İranlı Kediler” ve Amerikalı usta Francis Ford Coppola’nın “Tetro”su ilk ağızda üstünde konuşulan filmler.
Balkanlardaki tarihsel gerginliği, eski Yugoslavya’nın parçalanmasından sonra çıkan savaşın kanlı kalıntılarını temizlemek amacıyla çevrilen bir film dikkatimizi çekti, “Honeymoons”. Sırp sinemacı Goran Paskaljevic’in Arnavut senaryo yazarlar ve oyuncularla birlikte hazırladığı eser Avrupa Birliği heyecanıyla yanan Sırp ve Arnavut gençlerini hikâyesini anlatıyormuş. Paskaljeviç 1998’de o dönemdeki barış yanlısı faaliyetleri nedeniyle çok önemli bir Sırp gazetesi, Politika tarafından “Sırbistan’ın En Büyük Haini” ilan edilmişmiş.
Goran Paskaljevic'in bugün gösterime giren Sırp-Arnavut ortak yapımı yeni filmi "Honeymoons"un afişi.
(AlloCiné)
Uğur Hüküm